Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben
Yalnizken de sarki soyleyebiliyorsan O sarkinin her bir notasina basip yukselebiliyorsan goklere Yeryuzunu kaplayan kara bulutlara ragmen inaniyorsan kiraz cekirdeklerine Ve yalniz dansetmeyi ogrenmissen Sonra actigin o sarki gecmisi delerek bir guzel aniya kancasini takar. O kancalar kanata kanata gelir avcuna Zor Gecmis hep huzunden sorumlu Huzne bekci  Gelecek her daim karanliga teslim Asili Ve bir sarki Bir sarki degistirebilir goz pinarlarina sikismis gozyasinin ozgurlugune sebep olur Tek Bir  Nota  Butun bir zamansallikla sana bir an sunar Dunya icin degil ama Senin icin guzel gunler gelecektir Kalbinin ortasindan sizim sizim akan kandan nehirlere musade et! Karanlik insanlara aldanma Gidecekler

kime şiir yazılır, kime yazıyorum ben bu şiirleri, insana olmadığı kesin be kardeşim

şiir yazdım google'a. bir aşktan bahsediyorlar çoğu zaman. çoğu zaman bu aşk bir başka muhataba. bazen karşı cinsine. bazen hemcinsine. ben hiç bir insana şiir yazmadım. yazsam yazsam bir dosta.  dost ayrı. dost başka ben hiç zamanımı ve mekanımı durdurup bir erkeğin cisminde donakalıp şiir yazmadım. ama yazanlar gördüm. velhasıl, bu bloga nadiren iki üç kişi düşüyor. düşmez. arada düşüyor. yalnızım burda ben.ama nereden düşüyorsanız geliyorsunuz bazen bu bloga. sağolun eksik olmayın. saçmalama krallığım burası kusuruma da bakmayın. ben değilim burdaki. gülerim ben. grçek hayatta fena gülücügillerdenim. Melankoli gece 12 gibi 15 dakika geliyor. o ara buraya bişeyler bırakıp gidiyorum.  ama buraya arada düşen, yanlışlıkla düşen sevgili 00000000.1 lik kesim bu şiirler bir erkeğe değil. bunun için mesaj atma bana. gün olur şiir yazılacak bir erkeğe denk gelirim on saniye derin derin nefes alırım bırakırım, kalemi klavyeyi, tarçınlı cevizli kekimi yaparım.

Şüphe etmek mi mutlu olmak mı

Resim

yeryuzunun cobanlari

Cobanlik ve ciftcilik kadim iki meslektir. Habil cobanliktan Kabil ciftcilikten geldi derler. Ciftciler, duru insanin ozu topragi ilk bozan, ona tahakkum kurmak isteyen, doganin en masum gorunen katilleri. Ve biz cobanlar, suruyle konusarak onunla bir olarak durmadan dag tas gezen, arayan biz cobanlar. Akordiyonun muzigine ozgurce karsilik verip diledigi gibi danseden turunculu guzel kiz.. kilometrelerce oteden benim topragimdan benim zanaatimdan oldugun ne kadar belli...  Masallar anlatanlardan neden korkarlaf

Fantom Uzuvları Algılama olayı ve Dışımızdaki dünyayı nasıl oluşturuyoruz

Hologram olmadığı halde varmış gibi görünen imgedir ve gerçeklik düzeyi aynadaki yansımamız kadardır. İç gerçeklik ve dış gerçeklik nedir öfke iç sıcaktan yanma dış mıdır? bazı insanların yitirdikleri kollarını hala yerindeymiş gibi algılamaları ve bireylerin bu fantom uzuvlarında krampların görülmesi beyinlerinin girişim desenlerindeki kayıtlı holografik anılardan ötürüdür. anılar ve hafıza beynin bütününe holografik olarak yayılmış durumdadır. bu yüzden fotografik düşünenlerin hafızası daha kuvvetlidir.

Dosta mektup

Resim
Ben ona anlatamazdim icinde bulundugu durumun hikayesini. O zamani gelince hayattan deneyimlerdi. Sansim varsa yillar sonra goz goze gelirdik. Cok sukur ben demistim gordun mu dicek ego soz konusu olmazdi. Ben ona bakar ve iyi olmana sevindim, Sabirla iyi olmani bekledim derdim. İyi olacak suphesiz. Cunku bagiriyor cagiriyor sonunda dinecek. Cunku dostluklar boyledir. Hikayeleri dikte etmez. Cok konusmaz. Yaslanacak omuz verirler. Bazen sessizlik. Uzun bakis. Ellerine dolanis. Gonlu bayram yeri olacak benim dostumun. Gozlerine bahar oturacak. Ondandir en buyuk kışı yasayisi. Gonlu dillere destan baharina hazirlik yapiyor. Kasirgalar kavuruyor.  Benim adedimce inan ona Allahim. Onun unuttugu yeri benden al. Ben onun yerine inanirim. Ben onun yerine denize ve gunese dayanirim. 

eski 2 dost

Dunyanin en acimasiz seylerinden biridir geri donulmeyen zaman ve uzanilamayan mekan. Bi fotograf ilisti gozume belki teee 5 sene oncesine ait. İnsan mutsuz gunlerini hatirliyor. Mutlu gunler hep bugulu.  İki adet canimdan ote sevdigim dostum vardi. Onlarlayken hicbiseye ihtiyacim yoktu. Onlar buyuduler. Gece saatte birine mesaj attim iki uc mesajdan sonra sizdi. Ertesi gune ise gitti. Bulustuk konuscak sey bulamadik. Digeri ile araya mesguliyetleri girdi. O zamanlar uzulmedim. Smdi bir anda hala gorusen dostluklara bakiyorum. Biz neden oyle olamadik. Ben boyle koptugumuza da uzulmuyorum. Sizi unutacak kadar araya mesafe ve zaman girdi ve sizi unutursam hayatimin en guzel donemleri kangrenli parmak gibi benden alinacak. 

Bruschetta Tarifi

Resim
Buyuk kepek ekmek dilim kesilecek. Sarimsaklar ince dogranacak. Dometesler kare kesilcek. Kuru kirmizi biber kucuk kucuk dogranacak. Zeytinler cekirdeksiz haliyle kesilcek. Ekmegin uzerine yayilip firina verilcek en son dilimlenmis kasar serpilerek servis edilecek. Isin tuyosu ise kuru kirmizi biber ve sarimsak ayni zamanda yaninda eslik eden nar eksili ot. 

Büyümek denen bela

Resim
Büyümek metaforu. Ardına saklanan inşa edilmiş bir sürü şey. Çikolatayı ne zaman fazla kaçırsam babamın kocaman kız oldun lafları. Büyüyünce ne olacağız bir de de mi? Bazen istediğimiz şeyler olur. Duasını ederiz. Misal ben Yüksek Lisans yapmak istemiştim. Ama öylesine edilen bir duaydı. Kişisel Menkibe için edilmiş dualar vardır. Allahtan insanlar büyüyünce ne olcaksın diye sorduğunda kurabileceğim bir sürü süslü cümlem var. Ama asıl kariyer planlarımı kim bilebilir ki? Misal kocaman bir bahçeye sahip olup senelerce kendini toprağa adamak gibi bir kariyer planını kime anlatabilirsiniz? Bir çiçeğin tohumuna, doğumuna, büyümesine şahit olmak bu dünyada başa gelebilecek en güzel olaylardan biri değil midir?

Sevmek en büyük devrim!

Resim
Kapımın önünde ufak papatyayı canım pahasına koruyacağım dedim. Ufak papatyaları sevmeyi umursamayan büyük filler. Yaşamanın mücadelesi nasıl verilir? İnatla severek... Kendi nasıl kalır insan? Inatla severek... Günebakanlar umutsuzca sevdikleri güneşe doğru yönlerini tayin ederken Ve güneş bir karadeliğe aşık olduğu vakit bütün evreni peşinde sürüklemek uğruna sevdiğinin peşine giderken... Ben bir papatyayı severek direniyorum. Inatla içinde sevgi barındıran herşeyi severek.
Resim
Beynimizle Ne Yapmalıyız? by Catherine Malabou My rating: 4 of 5 stars "Sahi yersizyurtsuzlaşma ile yerinden-edilme arasındaki sınır nereden geçiyor? Peki göçebelik ile uyum sağlama arasındaki sınır? Mevcudiyetin yapısökümüne uğratılması ile şirketlerde merkezin veya başın (amirin) bulunmayışı arasındaki sınır? İşte plastikiyet ve esneklik arasındaki zorunlu ama çizilmesi olanaksız sınır da tam olarak aynı muğlaklıktan müzdarip." (s.15) "Beyni değiştirirseniz özneyi de değiştirebilirsiniz." s. 8 "Eleştirel olmak, kendi kendini icat etmek, kendi kendini biçimlendirmek" s. 11 "Bir benlik icadı ile yeni bir dünya ve düşünme biçimi yaratma çağrısına ihanet ediyor gibi görünmüş olmalı. Kimi yerde, aslında esnekliğin başka bir biçimi olarak yani mücadele ettiğini iddia ettiği ideolojinin bizzat dışavurumu olarak, her şeyi yutan "obur bir canavar" olarak görülmüştür. " s. 14 View all my reviews benim dilimde notlar Direnişi

Nar Cicekleri

Resim
Toprak Nar'ın mazisiydi.  Nar toprağın cicegi Ayri gayri düşünce  Nar çiçeği toprağı özleyince  Düşmeye karar verdi Ozleyince düşmek, ölmek mi gerekir? Yurdundan köklerinden kopmak mi gerekir Ya Nar cicegi agaclara degil de yalnizca topraga aitse ve ozlesin diye bir sureligine agaca emanet verilmisse Ya yildizlar aslinda gercek degilse, gerceklerini arayalim diye asılmışsa gokyuzune Ne zaman gokyuzune ulaşacağız  Ne zaman gokyuzunde kaybolacağız. Ağaçtan dusmeye karar vermek zor Topragin ozlemiyle kalmak zor  

Ipek Kuyrugu

Resim
Daha fazl "beden bedenden uzak olurmuş ama ruh ruha yakınmış. gökteki kuş, yerdeki benzerinin yanına konarmış." "ipekkuyruğu kuşları" üzerine

Rüyalara dalış

Resim
Çünkü biz rüyalarımızı gerçekliğimiz yapmaya niyetlenmiştik çiçekle. İnanmasak rüyalara kendimizle çelişirdik. Mavi kadife koltuktan düşmüş battaniye Yeşil denizin ortasından yükselen taşlar

kuslar

Kuşlar neden gece boyu saklanirlar da bir gunes huzmesi ciktigi anda hoplayiverirler etrafa. Neyi beklerler? Ne yaparlar. 

Ursula'dan

Aradikca artan ruhu guclendiren üç şey; Aşk Öğrenmek Hürriyet. •Ursula Le Guin

LP - Forever For Now

Resim

Agir Kalp

Sagini solunu bilememek ama gogsunun agir olan tarafindan solunu bilmek of kliselerin klisesi. Allahim hic bu kadar agirlasmadi gonlum. Sanirsin ask acisi. Dostlara ask gibi tutunursam olacagi bu.. 

Kırkikindiler

Resim
Sabahın karanlıkla uyandığı ikindinin öfkeyle günbatımının da ise terli bir gülümsemeyle sonlandığı bir takım günler Öfkenin yeni yeni terk ettiği an Günbatımı geleceğini bahçedeki çiçeklerle farkettirdi Bahçemizde duvarı baştan başa saran güller güllere bakmayalı asır olmuştur çok sevmem klişe gibi gelirler kibirli gibi gelirler papatyacı kızlardan oldum hep ama klişelere bakmak gerekiyormuş bazen garip bir bulanıklık hali vardı havada yağmurun taneleri güllleri serinletmiş bir sohbete tutuşmuşlardı şüphesiz

çiçekle sohbetlerden

Resim
Korku ve sığınma.. Bizi biz yapan belki de en önemli şeylerden Aciz olduğunu kabul ettiğinde insan.. Muhammed'e vahiy geldiğinde korkuyla yatağında tir tir titremesi Hatice'ye sığınması Yalnızlık bir sana mahsus... Sevmeliyiz en en en derinden sığınmalıyız güzel kalplere sığınmaktan başka çaremiz yok bir yuva bulmalı bir kalbi mesken edinmeli gönülde gülbahar notaları esmeli ıhlamur paylaşılmalı dün anlattım çiçeğe kumları anlattım yine Kumlar çöl kumları taşların parçalanmasından sonra kum olur ah o taşlar rüzgara talep eder belki de rüzgara aşık olur duyulmuş şey midir taşların rüzgara aşık olduğu ama öyledir bütün hikaye taşların rüzgara aşık olmasıyla başlar ve rüzgar madem öyle der kolları sıvar çarptıkça parçalanan taşlar tuzla buz olduğunda taş rüzgarla bir olur yerleşik hayatı yoktur çöl kumlarının yapışıvermezler birbirlerine kolay mı koca taşın rüzgar olduktan sonra hiç olduktan sonra yere konuvermesi ah ah aşık olmuş bir kere rüzgara

Doğum Ölüm ve Ölümsüzlük

Resim
Bu şiir en sevdiğim şair Cahit Koytak'tan alıntıdır. İnsan kuşkusuz, bedeninden önce doğar Bedeninden fazla yaşar Ve muhtemelen bedenin ölümüyle ölmez İnsan, balçığa üflenen ölümsüzlüktür Bedense "şimdi"dir yalnızca Şimdi'nin de kanatları yoktur "Zaman, hem tadıdır meyvenin hem de kurdudur" lafından başka Ne din, ne felsefe tanır.

Çobanı Seyr

Dun mukemmel bi sessizlikle sehri izledim. Sadece kopek ve bir koyun surusu canlari otuyordu. Gittigim yerde ciceklere enteresan müdahaleler yapmayi henuz öğrenmemişler. Bu yuzden ciceklerin kokulari vahsi ve guzeldi. Bir seylerden uzak ve mahrum olmak bir seyleri bir seysiz birakmak. Ne kadar gerekli. Vahsiligini koruyabilmesi icin bisilerin bisilerden alikoyulmasi gerekiyor. Her seye ragmen sütün icine zencefil ne kadar yakışıyor Yuce Makam.  İhlamura gun batimi yakisiyor.  Selda Bagcana karanlik bir gece yakisiyor.  Bana ne yakisiyor guzel Makamim.  Bana bir seyler yakistirmani bekliyorum. Sütün zencefile yakıştığı gibi.  Aglamak ya da gulmek deme. İkisinden de bahtim gulmedi. ne ironi. İlla ki mi gülmek Bana dunya pek yakismiyor. Hicbir insana yakismadigi gibi. İnsnalar neden dunyaya yakışıyorlarmis gibi davranirlar. Neden rol yaparlar.  Velhasil, hulasa, varsin de mi? Yoksan mahvolurum. Yoksan mahvolurum guzel Makamim. Allahim. 

Genclik yillarim

Resim
Nazli ve Kemal ve ben yil 2000ler falan. Suan hepsi cok buyudu. Cocuklugum demek Urla demek. Yemis kokulu sokaklar demek. Geceleri oynanan saklambaclar. Konyada yasammayan her sey

haziranda Mart

Sevgili Mart efendi ki mart ayi cocuguyum. Mart efendi martiya sebep olmus. Ne guzel oldu bu.  En guzel havalar.  Boyle serin. Ama gunes var. isinabilirsin. Dunyanin en guzel uykusunu cekersin. Hele bir de o carsaflar o bembeyaz carsaflar mis gibi yikanmissa. Hafif nemli. Kokulu. 4 tane yastik. Hepsi beyaz.  Uykuyu kendi mekanimda cok seviyorum.  Kendi mekanimi da seviyorum. 

bi-iki cümlede hayatın özetini anlatan marksist

Fransız Neo-Marksist sosyolog ve felsefeci Henri Lefebvre (ki kendisini epey bir severim Fransızcayı kendisi için öğrenirim) demiş ki; "(Mutlak) idea dünyayı üretir; bunun ardından, doğa insan varlığını üretir, insan varlığı da, sırasıyla, mücadeleleri ve emeğiyle, hem tarihi, hem de kendinin bilgisini ve bilincini, dolayısıyla başlangıçtaki ve sondaki İdea’yı yeniden-üreten Tin’i üretir” İnsan gerçekten hayret ediyor. Bi-iki cümlede hayatın özeti. Tabi bana kalsa hayat süpürizzzlerle dolu.  Ne de olsa Kişisel Menkibe bu.. ne çıkacağı asla belli değil. Neyse kumlar gibi. Çöl Kumları. Yapışmaz, yerleşmez, kalakalmaz. Hep uçar. hiçbişeyciği muhafaza etmeden yollar ideolojimiz...

bir şiir

Kiz caliskan besbelli. Oglan ortalama ile dersleri geciyor. Kizin saclarina takılmış belki de. Kutuphanedeyim oturdum onlari izliyorum. Kiz ders calisirken ciddiyeti hic bozulmuyor. Erkek arkadasi ise bir elinde notlar diger elinde kizin saclari. Cocugun elleri kizin saclarinda nasil yol almasi gerektigini ogrenmis. Bu yuzden bakmasina gerek yok. Kiz ise saclarinin arasinda bir ele alışmış rahatsiz olmasina gerek yok. Oglan bu derstten 60 alacak, kiz ise 85. Zaten hep oyle olur. 

Paylasimsizlik Halin

Senin bu halin var ya; paylasamama hali. Hangi mutlulugunda kalakaldin oylece. Yapayalniz. Paylasamadan. Ah hocam.. belki de o issiz haline sahit oldum diye azarladin beni.  Epey ağladım bugun ankara konya yolunda. Sen de düştün ha benden. Ne cok belli. Bir bakiyorum goklerdeyim bir bakiyorum yerlerde.  Ruzgarli Vadi, Nausicaa senden nefret etmek istemiyorum.  Evet canim keske arada halimi hatrimi sorsaydin boylesine dusmezdim senden. Ama boyledir de mi? Derdinizi tasanizi anlatmaniz benim icin bir görevdir degil mi? Ben omur boyu insan dinlerim de ah su insanlarin tavri nankor olmasa. Bunu gorev bilmese. 
- Bizim hayatımız da koskocaman bir yangındı zaten. Ah Güzel Istanbul (1966) / Atıf Yılmaz

Beni Burda Artik Kimse Bulamaz Degil mi?

Beni burada kimse bulamaz degil mi Yuce makam? Bir yildizin tepesine tünemişim. Aa evet bir erik yiyorum.  Soz bu sefer agac diplerine dadandim. Benim biricik guzel Allahim.  Alcaklardan erik topla dedin.  Bana gosterdigin bir yildizin basina tek basima kurulmaya gittim. Beni burada kimse bulamaz degil mi? Artik buralara kimsecikler ugramaz degil mi? Senle ben kaldik.  Da... Da si var.. Yani.. Hep.. Tamam sustum. Bembeyaz. Tulden. Düşten. Yalnizliktan. Kentlerden. Collerden bir kiyafet kondurmusun ya uzerime. Bir rüzgar icime kolayca siginabiliyor bu sayede Ruzgarlar, kuşlar, cicekler icime konarken İcime icime sığınırken  Tepetaklak oluyor bazen her sey  Beni bir sinirsizliga cek ya Rab Bir masala inandir Pes ettirme Dumanlar çarpışıyor.  Dumanlari etrafi toza dumana katiyor. Yok gecmis de gelecek de simdiyi kıstırmış  Ve biz senle çiçek gelecege dair bir muzigi mirildanmak zorundayiz.  Dumani cigerlerimize cek

Acaba Rüyasında Ne Gördü?

Bir çocuk hali var. Bir kız çocuğu hali bu. Tam tamına 4 yaşında bir kız çocuğu hali. Saçları yumuşacık, burnu nokta kadar 4 yaşında bir kız çocuğu hali. Saçları yumuşacık ve burnu nokta kadar olan 4 yaşındaki kızın uykudan kalkma hali. Saçları yumuşacık ve burnu nokta kadar olan 4 yaşındaki kız uykudan kalkarken gözlerinin altı kocaman şişmiş. Saçları yumuşacık ve burnu nokta kadar olan 4 yaşındaki kız uykudan kalkarken gözlerinin altı kocaman şişmiş ama gözleri fıldır fıldır. Saçları yumuşacık ve burnu nokta kadar olan 4 yaşındaki kız uykudan kalktığı için gözlerinin altı kocaman şişmiş ama gözleri fıldır fıldır buzdolabına gidiyor. Saçları yumuşacık ve burnu nokta kadar olan 4 yaşındaki kız uykudan kalktığı için gözlerinin altı kocaman şişmiş ama gözleri fıldır fıldır buzdolabına gidiyor ve ardından buzdolabının arkasına bakıyor. Acaba rüyasında ne gördü?

Fazıl Say - Mesopotamia, Symphony No. 2

Resim

Cihan Mürtezaoğlu Hafif Masal Şarkısı ve sözleri

"vadide daha önce görünmemiş bir çam ve bir tepe. kız, sadece siyah ve yeşilden ibaret. o çam gibi. önünde duran; oğlan. kız ellerini iki yana açıp burkuyor parmaklarını. sanki içinin yeşili dolanıyor avcuna. kız 'yaşam' diyor, eteğindeki korkunun makas izlerini savuruyor bilgece. oğlan biraz gecikmiş kendine, gökleri kız için şen edeceğinden emin olduğu o yerde; sanki sekiz sene önce, bulutlu bir hasat mevsiminde karşılaşmışlar gibi o vadide. gel anlat bana unuttuğun ne varsa yorgan iklimi hasretin ağırlığında bu uzaklar, bu uçaklar bu bilekler seni bana getirsinler kızın perçeminden sarkan yaşam şarkıyı hafifletmek istiyor, oğlanın parlak mavi balığı kızın olmak istiyor. şarkı hafifler, şarkısı kalbinin ıslığında kalır sevdanın. çünkü sevda yalnızca bir suçluyu sevmek zorunda olana kalır." Şarkı sözleridir. hikaye şarkı

Seslendirdiğim Simyacı Bölümleri

Resim

Simyacı Bölüm 28 "Çünkü insanlar resimlerin ve sözcüklerin büyüsüne kapılıp Evrenin Dili'ni unuturlar"

Resim
by me

Semiz Otu olmama izin verme

Resim
Peki ya ben neresindeydim zamanın? Zamansallıkla ilgili problemlerimin olduğunu 25’imde keşfettim. 25 ya hu. Çok geç geliyor bazen. Bu gözleri bulanıklıkla 25 sene bir sürü şey de becermişim gibi. Geçen geçti duraksayanlar ömrümden geçmeyi denedi. Görmek istediğimi görmeyeli birkaç ay oluyor. Kimisi geçmişte yaşıyordu Kimisi gelecekte Şüphesiz an’da yaşayanların gözleri parlıyordu. Ömrümün bir beş senesini kocaman bir an yapmışım. Güzel rabbim sen biliyorsun tevekkül ettiğimi. Sen biliyorsun geçmişe dair takıntılarımın olmadığını. Anların içinde sarhoş olduğumu… Sana kırgınlığımdan nefret ediyorum. Sana kırılmaktan nefret ediyorum. Ama sana yemeğimi de bitirmiştim sen bana bir öpücüğü çok gördün diyesim geliyor. Annelere denildiği gibi. Geçmişe kitlendiğim şu dönemde arkamı bırakmayan o neden sorusu. Bünyeme ağır geldi geçmişe kitlenmek. Keşke o göle bakan, o bankta, o kitabı okurken kalakalsaydım. Şimdi de geçmişi geleceği ve şimdiyi elimde hamur yapmışı

ya hu asil sen nasilsin

Resim
İcime icime gidiyorum Nasilsin kelimesi dolaniyor saclarimi gozlerimi asip Uzerine uzerine gidiyorum gulumsememin Nasilsin kelimesi gonlume oturuyor Gulmuyormusum Megersem gulmuyormusum Yine farkettim aslinda gulmedigimi Ama alenen kahkahalara boguldugumu Neye dondum Hangi zamandaydim Belki 15lik Koca siyah tasi gorunce birileri emretmis aglamani Ben aglamaya programli Sonra gordum Agladim yalandi Yalnizim dedim, agladim, yuce rabbim bir kelime nasil oylee bu kadar gercek bu kadar hakiki cikabildi benden Nasil cikardin bu iki kelimeyi benden Nasil cekip aldin benden Ne guzel agladim Nefes alir gibi agladim İcime icime gidiyorum İcime icime dolaniyorum Gozyaslarimi astim camasirliga Gozbebeklerime yazik mi baba Ya hu asil sen nasilsin dolaniyor saclarimin arasinda Acima aciyorum Acima agliyorum Cok ozledim icimdeki hakikiyi İhtiyacim oldugundan degil Ya hi sen nasilsin dan degil Asil sen nasilsin Bana umudu hatirlatiyor Birinin bir digerini hala dusunu
Tarhanayi sarimsakli yapacaksin. Sonra sarimsak kokan ellerini yuzune kapatip aglicaksin. Sarimsak sakaci bir bitkidir. Sen aglarken vampirleri kovaladigindan aglarken rahat olursun. Tarhanaya 3 dis sarimsak aticaksin. Sarimsagin seni guldurmesine izin vereceksin. Sarimsaklari aglarken ozlerim tuh bugun tarhanayi sarimsakli yapmadim derim. A benim guzel sarimsagim. Otlarim. Hayitim, papatyam, sirlarim. Orselendik de onlar anladi.

Lezzetlerim 1.

Ballı French Toast: küçük ince dilimlenmiş ekmekleri kullan. Önce sosu hazırlama. Ekmekleri kızart. Ekmekler:  Kremanın 1/4 kadarı, yarım bardak süt, 2 yumurta, istediğin baharatlar tercihen (yenibahar, tarcin, zencefil, zerdaçal) Sosu: Tereyağ, bal (bolca), biraz limon sık iyi oluyor yapıskanlığı için, tarçin

kendimiz kalmak içi

Resim

kendimiz kalmak için savaşıy

Resim

biz kendimiz kalabilmek için savaşıyorduk 3

Resim

Biz Kendimiz kalabilmek için savaşıyorduk 2

Resim

Biz Kendimiz Kalabilmek için Savaşıyorduk 1

Resim

altı çizili kitaplar, dost

Resim
Ne zaman yuregimin icine biseler düšse Ilk once kocaman sarilirdin Sonra ellerimi tutardin Sonra biz susardik Bazen o susma oylesine uzun surerdi ki Tereddut ederdim Hayalde miyiz yoksa gercekte mi Sen sessizligi varliginin en guzel dallariymis gibi bana sunarken Benim tedirgin ucari hareketli ruhum hep bu saka degildir umarim derdi Parmaklarimin uclarina kina yaktigim bir zaman dilimiydi Yine bir seyler ters gitmisti Biseyler bende ters gider zaten Sen o suskunlukta bana bir cumle hazirlardin belki de Sen o sessizlikte gokyuzunden benim yakalayamadigin cumleleri yakalardin Kitaplari ilac gibi kullanan sen Bana altini cizdigin kitaplari verirdin Altini cizdigin kelimeler... Bana yuregine dair ipuclari veren o alti cizili guzel sifaciklar. Dost. Simdi ben o kitaplardan birini okuyorum. Altini cizdigin bir cumleye denk geldim. Ozur dilerim. Diyemiyorum bisey. Sen bunun altini cizen kadin. Yuregin daglanirken Smdi dunyayla mi bakisiyorsunuz ve onla mi bir su

pastel tonları

Resim
Sut receli aldim bugun. Badem ezmesi. Biraz da polen. Findiz ezmemle karamel recelemin hemen yanina ilistirdim. Hindistan cevizi yagim biraz katilasmis. Bir omur izleyebilirim sizi. Kanimda dolasan kanda eser miktarda sut recelenin yumusakligi gezse ne ala.

dondurmalı helva

Resim
Yani en fazla yagmurlu bir pazar sabahi karakoyde dolanip dindurmali helva yiyecek kadar benim olursun sandim be Istanbul. Rihtim kisminin kalabaliginda duvarlari cizili sokaklarindan asla kopmayacagimdan emin olarak gecerim sandim.
Topladığım Hikayeler 1 Kıpkırmızı dudakları vardı. Bembeyaz bir elbisesi. gözlerinde de hafif bir baygınlık. ufak bir şükürler olsun. bir tutam da güzellik kibri. evet papatya değildi bu hanım kızımız. beyaz elbisesini güzelliğinin verdiği büyük bir şansla kavuştuğu başka güzel bir oğlan için giymişti. evleniyordu. bir savaş bölgesinde nasıl evlenebilirse öyle evleniyordu. gelinliği yoktu bu yüzden.  -Dudakları çok güzel değil mi? dedim yanımdaki arkadaşıma. Kız irkildi. Sonra yine yeni geline gözü takılarak cevap verdi. -Kızın kendisi de çok güzel zaten. ortadoğu kızları güzeldir. çoğu birbirine benzer. ancak ufak açılarla hangi ülkeden oldukları anlaşılır. yalnız filistin kızları öyle değildi. ne fas kızları gibi tenleri çikolataydı ne de iran kızları gibi gözleri kocamandı. filistinde taşlar beyazdı. güneş yakıyordu ama sıcak sıcak değil. acı acı.  kızların teni de öyleydi. soğuk, acı bir güneşin çikolatalaştırmadığı bilakis soğuklaştırdığı tenleri vardı. göz bebekl

kediler sütler cumalar

Bir Cuma diğerini kovalıyor artık. Bir sonraki Cumayı çok dert edinmiyorum. Cumalarım manidar. Öyle bir nine adeti dilime bikaç dua tutuşturur sokağa kedilere süt vermeye giderim. Kuşlara da bikaç ekmek kırıntısı. keşke şunu bunu onu istiyorum demeseydim. artık diyebiliyorum başka şeler istemiyorum. diye. öle kırgınlığımdan falan değil. bilakis çok sevmeyi öğrendim tırtılları, kedileri, öle.  meğersem bir kediyi doyurmakla da ömür geçebilirmiş. çok da mühim değilmiş. nası bişe ki kalbimin sızım sızım bütün çatlaklarından bal akmaya başladı. acı su değil. nasıl da sevdim ben o çatlakları.  nası bişe geldi böle içime. görünmeyen bir el avucunu yüreğimin içine soktu orasından burasından çekiştirdi. arada ağlayabilir miyim? nazlanabilir miyim? çıt bile çıkarmadan  bir evin  bir yolun bir karanlığın içine ağlamadan  dalıp gidenlerden olmak

öğleden sonraki beden-beden derslerini sevmezdim

beni masalların değil gerçeklerin uyuttuğu aleme beden dersinde atamadığım ters takla yüzünden bulandım. beden dersi en kötü dersimdir. ne zaman hoca takla at dese ben yarısında sağıma veya soluma doğru seğirir düşerim. voleybol oynarken bana doğru gelen top son durağını burnumun en üstünde yapar. ellerim bir türlü topa kavuşmaz. bedenim koşarken bana çok ağır geliyor. ama düşünürken bir tırtıl gibi hafifim. zira bedenimle, dilimle, gözümle barışma sözü verdim. kaos kimi zaman beni çok ele geçiriyor. seviyorum düğümlerin arasında kaydırak yapmayı da işte büyük resim buna müsaade etmiyor. kafamın içinde çöl fırtınası varken ben bu fırtınanın içindeki tek bir taşı dilimden çıkarmaya çalışırken bir nevi doğuruyorum. kelimeleri doğurmayı öğrensem neler neler anlatırdım. bedenimden hemen içerde fazla bişeler oluyor. çok karışık. bazı hislerin anlamını dahi bilmiyorum. bu yüzden japonca öğreneyim dedim. evet sırf anlam dünyamı genişletmek ve içimdeki anlam veremediğim o duygunun

sağ gözüm açık uyudum Ürdün beni lzlerken

velhasıl; uyuyamadım. sen beni izlerken ben sağ gözü seğirmiş halde uyuyamadım. çölmüş deniz sandım. karanlık bir avucun içinde gündüzün takipçisi bir zaman dilimiydi zira Gece zaman değildi dostun ta kendisiydi beni izledi ben uyuklarken sağ gözümün tepesine bindi dolandı durdu ruh parçaçıklarımın arasında gece dolandı ruhuma o dolandıkça ben karanlık bir koridorda yüreğimin içine konduruldum hem ben çok ağladım kapkara örtünün önünde ben çok ağladım ciğerimden ağladım taşlar şehrin avuçlarıymış güneş, taşları cayır cayır yakarmış meğersem berzaha kondurulan lisanım tuzla yeksan olunca karanlık toz bulutunda kendi ruh parçama konduruverdim kendimi hüznün efendiliğinde gecelere uyumayı yasaklayan kadim şehir. yaramaz çocuk edasıyla beni dikizleyen gece. ben uyandığımda ilk defa hala geceye uyandım. ben gidiyordum ve ardımsıra geliyordu tebessüm. önüm hep karanlık Jordan - 2017

hüzün versus mutluluk

Geceleri mahreme veriyorum hüznümü ıssız ıssız inlerken insana emanet edilecek son şeydi hüzün yalnız kalbini ferahlattığında  ısrarla mutsuzluğun altını çizenler dünyanın en mutlusu olmak isteyenlerdir kısmen herkesten ve her şeyden daha mutlu olmak isteyenlerin haleti ruhiyyesi hüzün sahicidir  bir o sahicidir ardında mutsuzluğu barındırmayan hüzün sahicidir özeldir, güzeldir, aczdir
Sen saclarinin arasina saklanmis bir tutam sac orgusuydun ve sesi uzaktan gelen muziklerden korkardin. Bir geceydi. Yemis ve hanimeli kokulari bahceli evlerden. Sokaklarin yalniz kalmadigi bir kasaba. Kahkahalar. O gun ilk defa uzaktan gelen bir cizirtili muzik ruhunda delik acti. Cok cok uzaktan kahkahasi eksik bir evden gelen o adamin acisiydi ruhunda uclu kalemle delik acan. O gun tasavvur edemedigin bir alem zuhur etti. Alemin zerresi kadardi. Noktasi ederdi. Ama o gun basladi uzaktan gelen muzikleri karanlikla esdeger tutman. Nice karanliklar yenildi ama uzaktan gelen ses hala ruhunu hopletir kalakaldi. O sehre giderken en cok gece lambalari kapatirlar mi diye korktun. Kapattilar. Simdilerde acarlar mi diye korkuyorsun. Pek bi ilisen yok artik. O sehre giderken gece perde ufak ufak oynar mi diye korktun. Dostun perdenin ardindaki alemle konustu. Goz attin. Ve bir daha perdelerden korkmadin. 7 adet kopek seni olumun kiyisina iteklerken o sehirde avuclarini kokladi. G